29 Aralık 2011 Perşembe

Prensesa Nedir? :)

Prensesa

Hard Rock Cafe’nin nasıl bir enstrüman, el yazması şarkı sözleri ve buna benzer bilumum şeyin yuvası haline geldiğini biliyorsunuzdur belki.

Başta sıradan bir kafe olan, sadece müdavimlerinin ziyaretleriyle canlanan, genç müzisyen bir çiftin sahibi olduğu; ama harika hamburger yapan bir cafe.. Hiç de öyle büyük yazarların gelip kitaplarını yazdıkları, entel tiplerin gelip beyin fırtınası yaptıkları bir kafe değilken, sadece şahane bir hamburgere sahipken, müşterilerden biri çıkar ve der ki: “Ben bu hamburger için gitarımı veririm.” Gerçekten de öyle olur. Gitar, duvara aslılır. Bu kafe için gitarını veren başka biri ise, ki bu isim bu geleneği çok daha ileriye taşıyacaktır, hepimizin tanıdığı Eric Clapton’dır. Fender Lead II marka gitarını bırakır kafeye o hamburger için. Feda edilen Fender’den sonra bir Les Paul gelir. Les Paul ile de kalmaz bu hamburgerin ünü uğruna kafeye verilen enstrümanlar. Her şeye rağmen, şu an 70.000 kadar enstrümana ev sahipliği yapan, 52 ülkede hali hazırda 163 Hard Rock Cafe bence bir “Kafe Kedi” etmez. O hamburger de bir dilim “prensesa”nın yerini tutmaz.

Mutfaktan çıktığı anda o harika baharat kokusuyla sizi büyüleyen prensesa. Annenizin yemekleriyle boy ölçüşecek kadar lezzetli prensesa. Rejim bozduran prensesa. Canım prensesa ve en az onun kadar harika bir Kafe Kedi. Orada tanıştığım mükemmel insanlar ve beni logaritmanın boğucu karanlığından çıkarıp dinlendiren havasıyla Kafe Kedi. Yıllardır “damlaya damlaya” olan göl ile edindiğim Les Paul’ümü Kedi Kafe’nin duvarlarında görmekten büyük haz duyardım, ama kafenin temasına uygun olmazdı. Onun yerine belki bir kedi asabiliriz. Şey demek istedim, kedi resmi mesela.

 Kedi Kafe’de geçirilen her dakika çok değerlidir. Tıpkı boş bir prensessa tabağına baktığınızda içinizde oluşan ve “Nasıl biter ya? Ne ara yedim ben bunları?” dedirten burukluk hissi gibi. Evde denersiniz prensesa yapmayı, kafedeki tadı vermez. Hayır, oradaki sıcak insanlar olmalı prensesayı bu kadar lezzetli yapan. Prensesayı beraber yediğiniz dostlarınızdır belki de. Neyse ki orayı erken keşfedenlerdenim ama prensesa için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Onu bu kadar geç denediğim için kendimi çok şanssız sayıyorum. Bir yiyecek en fazla bu kadar değerli olabilir. Manevi değeri bir yana, gerçekten lezzetli. Eğer şu an kafedeysen sayın okuyucu, canının prensesa çektiğini hisseder gibiyim. O zaman ne duruyorsun? Benim yerime bir porsiyon prensesa yemenin tam zamanı.
Nioniel 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder