Kocaeli
Kültür Kolektifi Derneği Panel Dizisi
“Modernist
Tınının Yapı Sökümü: Caz Müziğinin Kökenleri ve Kültürel Anlamları”
Caz bir gezintidir: Garip bir sonsuzluk ya da
genişlik duygusunu sürekli hissederek yürümek —bir ileri, bir geri, bazen yavaş
ve sakin adımlarla, bazen de hızlı hızlı koşarak, sanki hiç duramayacakmış gibi
özgürce fırlamak, atılmak, devinmek ve süzülmek..
Caz Afrika ve Avrupa müziğini bir araya getirir: Armoni ve doğaçlama. Armoni
daha çok Avrupa’dan gelir. Doğaçlama ise Afrikadan. 1800'ler de
Amerika’nın güneyinde müzik Afrika kökenli kölelerin yaşam alanlarında hayatın
ayrılmaz bir parçasıydı. Kutlamalarda, yaslarda, eğlencelerde, çalışırken ve bu
müzik Avrupa-Amerika geleneksel müziği ile harmanlanarak blues, ragtime ve
diğer müzik formlarını yarattı. İlk ortaya çıkışından şimdiye dek, caz 19 ve
20. yüzyıl Amerikan popüler müziğinden etkilenmiştir. Caz terimi ilk batı
kıyısında ortaya çıkmış ve Chigago’da 1915’lerde yapılan müziği tanımlamak için
kullanılmıştır. Bu zamandan öncede caz New Orleans’ta yapılsa da caz ismi ile adlandırılmamaktaydı.
Caz çalmak ve dinlemek bir çeşit
özgürlük sınamasıdır. Güney Amerika’daki pamuk tarlalarında çalışan Afrikalı
kölelerin ritmik vokalleri, solo geleneğini başlatan Louis Armstrong ve hızın
zarifliğini insana ispatlayan “Bebop” ustası Charlie Parker –sanırım aynı
sonsuzluk duygusu adına– insanoğlunun özgürlük arayışının müzikteki en önemli
temsilcileri olmuşlardır. Tek tek her bir sesin ve bunların dili olan
notaların, içinde bulunduğu kalıplaşmış armonik yapılardan sıyrılıp özgür
kalabilmesi söz konusudur. Bu anlamda “caz” kavramlaşmıştır —ona, artık
“müziğin en özgür tınısı” diyebiliriz.
Bir trompetçi dağın zirvesine
çıkar, solosunu çalarak müziğini bulutlara doğru üfler —bu yaptığı bir çeşit
yağmur duasıdır. Bulutlar dayanamaz ve yağmur yağdırırlar. Trompetçi duraklar,
yağmurun ritmini dinler ve bir süre sonra ona eşlik etmeye başlar. Caz, masalsı
bir genişlik duygusudur.
Caz müzisyenleri sahnedeyken
dinleyicilerinin tepkisini alır ve onu yapmakta oldukları müziğe katarlar. Caz,
bir bilinç akışı ve enstrümanların sohbeti olarak, her türlü terbiyesizliği
içeren söylemdir. Bazı konuşmacılar, cümlelerini kurarken, bir şelale kadar
aceleci ve coşkun, bazıları da bir göl kadar durağan ve dingin davranırlar.
Caz, bilinç akışının cümlelerini ve söylemlerini müziğe yansıtır. Louis
Armstrong’a “Caz nedir?” diye sorulduğunda, “Eğer onun ne olduğunu bilmiyorsan,
hiç kurcalama!” diyerek yanıt verdiği unutulmamalıdır. (Zafer Yalçınpınar – 21 Kasım 2003)
Kocaeli Kültür Kolektifi Derneği
29 Kasım 2012’de düzenleyeceği Modernist
Tınının Yapı Sökümü: Caz Müziğinin Kökenleri ve Kültürel Anlamları başlıklı
panelde Piyanist, Kompozitör Selen Gülün ve
Etnomüzikolog Yaprak Melike Uyar’ı ağırlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder